Bamteli

 

Aydil Erol  

Ahmet Bican Ercilasun'a Armağan


Dursun Yıldırım, Umay Günay, Fahrettin Kırzıoğlu (Armağan)larından sonra Prof Dr. Ahmet Bican Ercilasun Armağanı da çıkmış bulunuyor.Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi'nin "Bahar 2003, 13'üncü sayısı";kıvrak zekâsı, keskin kalemi, yalçın karakteri, emsalsiz hitabeti, çalışkanlığı, ilmî ehliyet ve otoritesiyle tanınan bilim adamımız Ahmet Bican Ercilasun'a armağan edilmiş. Hoca ile ilgili 26 resmin süslediği 434 sayfalık bu Armağan'da şu yazılar bulunuyor:

"Sunuş", "Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun (Hayatı ve Eserleri)", Osman Fikri Sertkaya "Yıs (Yış ?)/Yis/Yis/Yiş Kelimesi ve Akrabaları Üzerine", Çengiz Alyılmaz "Bugut Anıt ve Külliyesi Üzerine", Dursun Yıldırım "Beynakam'dan Öğrendiğim Dualar", Kemal Yavuz "Âşık Paşa", Leyla Karahan "Türkiye Türkçesi Ağızlarında ş-s Değişmesi ve Çalış Beldesi (-Haymana) Ağzı", Abdurrahman Güzel "Türkçenin Eğitimi-Öğretimi Bölümlerinde Kurulması Gerekli Görülen Anabilim Dalları Hakkında Yeni Projelerimiz", Naile Hacızade "Azerbaycan Türkçesinde "Göz" Kelimesi ile Kurulmuş Deyimlerin Anlam Özellikleri",Yakup Karasoy "Mihmân-nâme-i Buhârâ ve Şiban Han'ın Bilinmeyen Üç Şiiri", Saim Sakaoğlu "Bir Âşıklar Şöleni ve Bir Muamma", Emine Gürsoy Naskali "İstiklâl Marşımız ve Kırgızistan Bayrağı","Şuayip Karakaş "Türkistan Cedit Hareketinin Öncülerinden Müftü Mahmudhoca Behbudî Efendi (Hayatı ve Eserleri), Yakup Karasoy "17. Yüzyıl Saz Şâiri Âşık Ömer Üzerine Bazı Mülâhazalar, Ahmet Mermer "Bilinmeyen XV. Yüzyıl Dîvan Şairi Karamanlı Aynî", Fatih Kirişçioğlu "Olonkho Metinlerinin Toplanması ve Araştırılması", Rıdvan Öztürk "Rumca-Türkçe Mülemma Mâni Tarzı Söylenmiş Şiirler Üzerine", Ceyhun Vedat Uygur "Karakalpak Edebiyatında Kadın", Nergis Biray "Türkiye Türkçesi ile Kazak Türkçesindeki Cümlelerin Çeşitleri Bakımından Karşılaştırılması Üzerine Bir Deneme", Naciye Yıldız "Türk Destanlarında Bitiş Kalıpları", Ferhat Tamir "Türkiye Türkçesi Açısından Kazak Türkçesine Bir Bakış", Seyitnazar Arnazarov "Türkmen Türkçesinde Niyet Kipi ve Türkiye Türkçesinde Anlatımı", Yaşar Kalafat "Edige Destanında Olağanüstü Tipler",Yavuz Kartallıoğlu "Türkçe ve Moğolcada İsim Çekim Eklerinin Sırası", Feyzi Ersoy "Çuvaş Bilmeceleri", "Mehmet Kara "Mızıkçı Kelimesinin Kökeni Üzerine", Ekrem Arıkoğlu "Gülnar" Romanında Ahmet Bican Ercilasun", İsmet Çetin "Kazakistan Jırşılık Geleneği ve Bir Örnek:Ruslan Ahmetov", Ali Yakıcı "İslâmiyet Öncesi Türk Destanlarının Bilim ve Kültür Hayatına Etkisi Üzerine Bazı Düşünceler", Zühal Yüksel "Kırım Tatar Millî Hareketi ve Hasan Sabri Ayvazov". Böylesine güzel bir davranışı GAZİ ÜNİVERSİTESİ'nden de beklediğimizi söylemezsek kendimizi eksik konuşmuş sayacağız.
Vefakârlık örneği veren SÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nü kutluyor, Hocamıza gönlünce nice yıllar diliyor, sözü SÜ Rektörü Prof.Dr. Abdurrahman Kutlu'ya bırakıyoruz:"Her yönden zengin bir geçmişe ve birikime sahip olan Türk Milleti'nin bu özellikleri bir çok yerli ve yabancı bilim adamları tarafından araştırılmış ve araştırılmaya devam edilmektedir.Türk tarihi ve Türk kültürü üzerinde büyük bir heyecan ve coşku ile bilimsel araştırmalar yapan bilim adamlarımızdan biri de Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun'dur. Çağdaş Türk lehçeleri ve edebiyatları onun ismi ile özdeşleşmiş olup bütün Türk dünyası tarafından takdirle karşılanmaktadır.
Türk Dil Kurumu Başkanlığı da yapan sayın Hocamızın buradaki görevi süresince Türk dilinin korunması ve gelişmesi konusundaki çalışmaları da her türlü övgünün üzerindedir. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki öğrenciliğim döneminden beri tanıdığım Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun beğin millî meselelerimiz konusundaki hassasiyeti, samimî gayret ve çabaları her zaman bende hayranlık uyandırmıştır."

İsteme adresi: SÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğü 42031 Kampus/Konya
Tel.: 0 332 241 05 62-241 04 47.



Sevgili Yağmur,

Her zaman olduğu gibi, 18-6-2003 tarihli yazını da zevkle okuduğumu söylemeye bilmem lüzum var mı? Açtığın parantezlere müsaadenle bir ek yapmak isterim. 1944'te kaleme alındığı halde bugün bile dikkat çeken o metnin yazarları olan ressam Abidin Dino ile öykücü Abasıyanık, Itri'nin "salavat bestesi"ni nasıl ve nerede keşfetmişler?!! Doğrusu bu ya, az kaldı (küçük) değil, (büyük) dilimi bile yutayazdım... Buhurizade'nin eserleri arasında (Tekbir) vardır, (Salat-ı ümmiye) vardır; öyle bir bestesi ise duyulmamış, görülmemiştir. Yook, "gemiler geçmeyen bir ummanda çalınan besteler" arasında ise onu da bilemem.
Dediklerimden şüphe edersen, bu hususta engin ve zengin malümat sahibi, (ana makam) ile (basit makamı) karıştıran, çalımlarından geçilmeyen sayın ve dahi muhterem erbab-ı kalemlere, "estet" "bilader"lere, hatta ve hatta Dr. Rıza Nur'un "Sinop'ta öldüğünü" keşfeden (!), son derece güzel tambur çaldığı halde musikimize "alaturka" demekte beis görmeyen"tarih müverrihi" Bardakçı Murat'a bile sorabilirsin, benim için hiç bir sakıncası yoktur.
"Protokol caridir, (pahalılık) gibi saridir"



Türkmen balasından
“Kerkük’e Bir Demet”

Bağrı Baba Gürgür gibi yanar Kerkük’ümün. Dağı taşı, yazısı, yabanı, bağı bahçesi hoyrat ile söyleşir; feryatları hoyratlaşıp ulam ulam göklere ağar. Türk’üm, Türkmen’im Türk aşkıyla yanar tutuşur; sevdası, derdi, dileği hoyratlarda dile gelir. Kerkük anlatılmakla bitmez bir dertler yumağıdır. İstanbul’da doğup büyüyen 14 yaşındaki bir Türkmen balası Bânu Saatçi almış eline kalemi, vurmuş gönül sazına. “Kerkük’e Bir Demet” sunmuş baharına yazına. Biz de kulak verelim bu Türkmen kızına. Neler demiş, neler söylemiş:

“Ekmeği alınan / Özgürlüğü çalınan / Yaşamı zulüm / Yolları ölüm kokan / Tutsak Türkmen balalarına”

diye söze girmiş. “Canım babam”, “Canım annem” demiş, öğretmenini de unutmayıp devamla “Çevre kirliliği”, “Kitap ve çocuk”, “Nevruz”,

“Ağaçları kuşları / Denizleri dağları / Böcekleri arıları / Allah yarattı Allah”

dedikten sonra “Yalvarış”ta bulunmuş:

”...Allahıma dua ettim / Bütün Türkmenler için / Onlara sen yardım et / Bu zulümler ne için?..”

Bânumuz, balamız, bal kızımız Türkmen diyarı, aslanlar otağı için

“Bir şehrimiz var / Bir kalbimiz var / Bir umudumuz var / O da Kerkük’tür Kerkük”

dedikten sonra haykırıyor: “Dayan Kerkük’üm dayan”. Sonra dönüp Anadolu’ya sesleniyor:

“Mevlânası Emresiyle / Köroğlusu Veyseliyle / Dağları deresiyle / Güzeldir Anadolu”.

“Ayvansaray’da bir konak hayal eden” Bânu Saatçi’nin Boğaz’da yalı, Çamlıca’da köşk sahibi olmasını dilememek elde mi?.. Şiirle uğraşan Türkmen balası horyat yazmasın, olacak şey mi: Saatçi’nin sesi hoyratta gümbür gümbür:

“Türkmen’em / Kerküklü bir Türkmen’em / Vatan hainlerine / Karşı koyan Türk menem”

Gelecekte çok daha büyük başarılara imza atacağına inandığımız Bânu Saatçi’yi bir horyatla selamlamak isteriz:

Bala bana bala bana
Ekmeği bala bana
Aslan gibi yürekli
Benzemez balabana
Son derece çalışkan
Öykünmez bala bana
Başarılar gösterir
Hep Bânu bala bana

İsteme Adresi: PK61 Beyoğlu / İstanbul, Tel: 0 212 533 86 25




ŞU GARİP DÜNYA !..

İki kişi hararetli hararetli konuşuyordu. Sesleri biraz fazla çıktığı için ister istemez kulak misafiri oluyorduk. Bir ara biri sordu:
-Sormuşlar sormuşlar!
-Kime sormuşlar, neyi sormuşlar?..
-Rahime sormuşlar.
-Hangi Rahime sormuşlar?
-Canım efendim Bâbıâli'de veya Bâbıtelli'de biricik Rahim var.
-Anladım..anladım...Entelektüel Nohut!
-Evet,o!
-Ne sormuşlar?..
-"Nasıl yazıyorsunuz?..." (23,6,2003)
Dinleyen bir tuhaf oldu...Bir "Ya sabır" çekti...İnilti mi demeli, yoksa fısıltı mı demeli, berbat bir sesle şöyle konuştu:
-Bu soruya cevap vermek Rahime kaldıysa, aklımı sen koru Allahım.












Horyat

Denk taşıma denk taşıma
Denk yüke denk taşıma
Tanrım kolaylık versin
Kıbrıs'ta Denktaş'ıma...
-------------------------------
Kin kusuyorlar yine
Hayran olanlar Çin'e
Beyinsiz kafaların
Tükürmeli içine

Ne erkektir ne dişi
Sırıtır altın dişi
Çin işi Tayyip işi
Bunu yapan kaç kişi

Sınavlarda çakanlar
Yürekleri yakanlar
Neyi imzalamışlar
Şaşkın şaşkın bakanlar

Toplanmışlar yeniden
Körü, topalı, keli...
Sudan ucuz fiyata
Satacaklar Tekel'i...

Hayaller kuruluyor
Maket maket üstüne...
Felâketler geliyor
Paket paket üstüne...

Recep Tayyip buyurmuş:
"AB medeniyettir
Böyle parlak bir fikir
Akıllara hayrettir..

Başkan Mahmut Uykusuz
Erzurum'da konuşmuş:
"Meyve veren taşlanır"
Devam edip söylemiş:
"Ülkücülük yaşanır"

Sorduk Serdar Denktaş'a
Cevabı şöyle verdi:
"Bir milyon dolarcığı
Kırmızı Kedi yedi"


www.ufukotesi.com - 07 / 2003  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.