Bamteli

 

Aydil Erol  

Demiryolu


Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelâde politikacılıkla milleti parçalamak, hıyanettir. ATATÜRK

DEMİRYOLU

TCDD Personeli Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın yayımladığı "Demiryolu" hoş ve sevimli bir dergi. okuyucularla-yolcularla buluşan ilk sayısında"Türk Edebiyatı'nın Ufkunda Bir Mütefekkir:PEYAMİ SAFA","Osmanlı
Tarihinin Dibacesi:BURSA". "Raylardaki Beş Yıldızlı Otel:ANKARA EKSPRESİ","TCDD Beyoğlu'nda İstasyon Açtı",",Demiryollarında Beyin Fırtınası" yazıları, dikkat çekenler arasında.
TCDD Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman KARAMAN "Treni Tekrar Sevdirmek" başlıklı yazısında (Ankara-Istanbul arası yolculuğun 2.5 yıl sonra 3 saat 10 dakikaya ineceğini) müjdeleyip ülkenin yıllardır kanatılan-kanayan yarası demiryol taşımacılığını ele alıp şunları söylüyor:
"...Bu gün Türk Demiryolları, yılların verdiği ihmalkârlıkla ulaşım sistemi içerisinde karayolu taşımacılığı karşısında rekabet gücünü yitirmiş, taşıma payı her geçen gün düşmüş ve dolayısıyla ülkemizin ulaşım ihtiyacı tamamen karayolu taşımacılığına teslim edilmiştir. Ortaya çıkan bu sağlıksız ulaşım sistemi;bir taraftan ülkemiz kaynaklarının verimli ve etkin kullanımını önlemekte, üretimde verimliliğin düşmesine, maliyetlerin yükselmesine neden olmakta, diğer yandan da trafik teröründe milyarlarca doların heba olmasına, binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine ve sakat kalmasına yol açmaktadır.
Bu gün demiryolu taşımacılığı karayolu ile karşılaştırıldığında; güvenli, ekonomik, dışa bağımlı olmayan, yapım maliyeti daha ucuz ve kullanım ömrü açısından daha uzundur. Bu özellikleriyle demiryolu ulaşım sistemi tüm dünyada 21'inci yüzyılın ulaşım sistemi olarak kabul edilmekte, bu sistemin daha da geliştirilmesi yönünde başta AB ülkeleri olmak üzere büyük bir çaba gösterilmektedir. Bu nedenle göreve atandığım bu 3 aylık dönemde ülkemiz
ulaşım
sistemi içerisinde yolcuda yüzde 2, yükte yüzde 4 paya sahip olan demiryolu taşımacılığının ayağa kaldırılması amacıyla hedeflerimize yeni bir yön verdik
Ülkemizin ekonomik şartlarını da dikkate alarak 18 projeyi 10 yıllık bir zamana yaydık. Ankara-Haydarpaşa kesimindeki seyahat süresi 2.5 yıl sonra 3 saat 10 dakikaya inecek.Zamanı hızlı trenlerle
kısalttığımız ölçüde ülkemiz insanları daha fazla treni tercih edecekler, demiryolu ile seyahat etmeyi daha fazla seveceklerdir."
İletişim:TCDD Genel Müdürlüğü Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği,GAR/ANKARA,0312/312 32 14.


Cüneyt ile beraber
Çin'e gitmeli Çin'e
Kârı pek tatlı geldi
Fındık satmalı yine

Vermeden asla isim
Onu kim söyledi kim!
Zapsu'ya mı çalışır
Her köşe başında BİM?..

Kimi dev kimi cüce
Dağ var dağlardan yüce
Vefa nedir görmemiş
Niçün Necm-üd-dîn Hoca?..

Ne yolcudur ne hancı
Sanki bize yabancı
Neden yatırım yapmaz
Kıbrıs'a hiç Sabancı?!.

Hocamız en sonunda
Kavuştu "Saadet"e
Bu birlik beraberlik
Pek yakıştı Hazret'e..

Görünüşe aldırma
Asla değildir zarif
Kabadayılık taslar
Karı kılıklı herif

Rakip atlatan olduk
Balon patlatan olduk
Henüz bir kaç ay geçti
Komşu çatlatan olduk...






Türk Dünyası Kadınlar Kurultayı

KADIN, anadır, bacıdır; başlar tacıdır. Ne odalıktır, ne de koket. Erine evdeş, yârine yoldaştır. Evinin sultanı olduğu gibi yeri geldiğinde devletin de sultanı olur: Tomris gibi, Süyüm Bike gibi... Gün gelir Nene Hatun olur, Şerife Bacı olur, Rahime Kaptan olur... Türk'ün kadını öylesine yüce öylesine kutludur. Bu görüşle hareket eden Türk Ocakları, pek çok konuda olduğu gibi bu alanda da bir "‹lk"e imza atar. Türk Dünyası'nın her tarafından hanım temsilcilerin Ankara'da buluşmasını sağlar. Başkentte yapılan "1. Türk Dünyası Hanımlar Dostluk ve Dayanışma Kurultayı"na sunulan bildiriler kitap halinde yayımlanmış bulunuyor. Birinci hamur, 634 sayfa eserin sonunda Türk Dünyasından mimarlık eserlerinin ve hanımların yaptıkları eserlerle, çeşitli halı, kilim resimleri bulunuyor.


Yayına Hazırlayan: İlhan Gülsün
Türk Ocakları Genel Merkezi
Balgat/Ankara • Tel: 0 312 286 39 33


50 YILLIK YARA

Bu fakir ü hakir ü pür taksir "Yunanlı dostlarımız (!) gücenmesin" diye, dünya tarihinde dönüm noktası olan (İstanbul'un fethinin 500'üncü yıldönümünün kutlanmamasını da gördü, hükümet erkanınca, Patrik Athenagoras cenaplarının ellerinin öpülmesini de!... (Bu kişiliksiz, kimliksiz, haysiyetsiz, besiretsiz, ufuksuz kafaların dış politikamızı ne derekelere düşürdüğünü anlatmak, bu yazının çerçevesi dışındadır.)
Karatay çiftinin nazik davetlerine uymak için 26.05.2003 akşamı TRT'nin Ortaköy binasına gittik. (Fatih ve Fetih) dizisinin tanıtım toplantısına katıldık. Dizinin danışmanı ve metin yazarı, dünya çapında tarihçimiz Prof. Dr. Halil İnalcık hocamız başta olmak üzere, çetin tabiat şartlarına göğüs gererek çekimleri gerçekleştiren Neşe Sarısoy Karatay- Zafer Karatay ve emeği geçen herkese, o gece orada hizmet eden güzel kızlarımıza gönüller dolusu teşekkürler, minnetler. Sağ olsunlar var olsunlar. 50 yıldır kanayan yaramızı sağaltanlardan Allah razı olsun. Rabbim daha nicelerini görmek nasip etsin.

****
Soruyorlar:
-Zafer Karatay niçin "Neşe"li?
Neşe Karatay, neşeli neşeli cevap veriyor:
-Ben her zaman "Zafer"lerle doluyumdur.
Söze Hüseyin Başusta karışıyor:
-Allah, "Neşe"nizi, "Zafer"lerinizi arttırsın.


www.ufukotesi.com - 06 / 2003  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.