Çapraz Ateş

 

Kemal Çapraz  

KKTC barışın teminatıdır


Türkiye’nin gündeminde çok önemli konular varken, suni gündem oluşturan medya, insanlarımızı milli meselelerden uzak tutmaya gayret ediyor. ABD’nin Irak’ı işgalini alkışlayan medya, Kerkük ve Musul’daki yağmalamayı ve cinayetleri adeta gündemden düşürmek için el birliğiyle kamuoyunun dikkatini başka yöne çekmeye çalışıyor. Kıbrıs Rum kesiminin AB’ye girişiyle beraber, Denktaş’ın bittiğini düşünenlere en güzel cevap yine Denktaş’ın diplomatik zekasından geldi. Simitis’in “Enosis’i gerçekleştirdik” nağralarına karşılık KKTC sınırını açarak dünyayı şaşırtan Denktaş, aynı zamanda diplomatik bir zafer kazandı. Türkiye’deki ve KKTC’deki teslimiyetçi ve AB işbirlikçilerinin bu konuda ne tür tavır takınacağı da henüz bir netlik kazanmadı.

“Lider herkesin yere düşüp çaresiz kaldığı bir anda ayağa kalkıp yürüyebilen insandır” İşte Denktaş, Rum kesiminin AB’ye girişiyle birlikte herşeyin bittiğini zannedenlere, Türk’ün diplomatik zekasını, devlet kurmada ve yönetmedeki maharetini bir kez daha dünyaya gösterdi.
Herkes, KKTC’li Türklerin Rum tarafına geçeceğini beklerken bu beklentinin tam tersi gerçekleşti. Onbinlerce Rum, KKTC’ye geçti. Sözde, Kıbrıs’ta barış isteyen Avrupa ülkelerini yönetenler, “Denktaş’ın bu tutumunu anlayamadık” diyerek gerçekte barış istemediklerini de ortaya koydular. Denktaş’ın bu atakları devam edecektir. Rum yönetimi ile KKTC arasında ticaretin normalleştirilmesi çalışmaları da başlamıştır. Sınır ticaretiyle ambargoyu ortadan kaldırmayı planlayan bu uygulama ile KKTC ekonomisi de rahat bir nefes alacaktır.
Ankara-Lefkoşa hattında yürütülen bu çalışmaların semeresini de çok yakında göreceğiz.
23 Nisan’da başlayan serbest geçişte Lefkoşa’daki Ledra Palas ve Gazi Magosa’daki Bey Armudu sınır kapıları kullanıldı. Serbest geçişle ilgili kapıların artırılacağı da bildirildi. Bu uygulama bir manada uzlaşmaz tarafın Türk tarafı olmadığını da göstermiş oldu. Türkiye’deki hükümete rağmen, ABD ve AB işbirlikçisi basının baskılarına rağmen KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş’ın üstün gayreti umuyoruz ki, yakın bir gelecekte KKTC’nin tanınmasını da sağlayacaktır. Bunun çalışmaları en üst seviyede yürütülmelidir. Şu anda dünya konjektürü buna çok müsaittir. Türkiye Cumhuriyeti devleti Kıbrıs politikasının çözümünün ancak ve ancak KKTC’nin tanınmasıyla mümkün olacağı tezini her platformda savunmalıdır.
Artık, Türk kamuoyu şunu anlamalıdır. Kıbrıs meselesi, taraflar arasında çözülecektir. Uluslar arası kuruluşların karıştığı hiçbir olayda Türkiye’nin hakları korunamamıştır. Batıda haçlılık ruhu hala ayaktadır. Ve, Türk milletinin Kıbrıs’taki başarısı hazmedilememiştir.

Hukuk hamlesi
Serbest geçiş uygulaması, yakın bir gelecekte de sınır ticaretinin uygulanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti hukuksal ve diplomatik alanda da atağa geçmeye hazırlanıyor. Ankara, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 1998 yılında verdiği ve Türkiye’yi Loizidou adlı Rum kadına tazminat ödemeye mahkum ettiği kararı uygulamaya hazırlanıyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuran 400’ü aşkın Rum bulunuyor. İşte yeni hazırlanan paket programda, toprakları 1974 sonrasında kamulaştırılan Rumlar için KKTC içinde bir “iç hukuk yolu” açılıyor. Böylece, Rumların Türkiye aleyhine açtıkları davaların yeni adresi AİHM değil, KKTC makamları olacak. Bu uygulama Rumların resmen olmasa da fiilen KKTC’yi tanıması manasına gelecektir.
KKTC’nin bölgede barış ve güvenlik açısından ne kadar önemli bir devlet olduğunu artık herkes görmüştür. Irak’ın işgalinde Türkiye’nin çizdiği kırmızı hat geçilmesine rağmen Türkiye’nin pasif kalması, Türkmenleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Kıbrıs’ta da aynı hayal kırıklığı yaşanmak üzereyken Denktaş faktörü dış güçlerin oyunlarını bozmuştur. Denktaş’ın politikaları Rum tarafını telaşa düşürmüş, Rum tarafı da alel acele Kıbrıslı Türklere yönelik ekonomik teşvik paketi hazırlamıştır. Bu paketler, iki devlet arasındaki havayı yumuşatmış, artık iki kesimde, sorunlarını kendilerinin çözebileceği düşüncesi de hakim olmaya başlamıştır. Doğru olan da budur. Emperyalist devletler aradan çıkmalı, Türkler ile Rumlar bu meseleyi kendileri çözmelidir. Kıbrıs’taki İngiliz üstleri de derhal kapatılmalı. Bölgedeki emperyalist güç adadan kovulmalıdır. Kıbrıs’ın geleceği de bölgenin geleceği de bu çözüme bağlıdır.

















www.ufukotesi.com - 05 / 2003  

kemalcapraz@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.