Tamı tamına bir yıl oldu. Krizlerle, savaş senaryolarıyla, seçim heyecanlarıyla geçen bir yıl. Dolu dolu, heyecanla aşkla başlanan ve aynı heyecan ve aşkın kuvvetlenerek devam ettiği, dalda dalga yayıldığı bir yıl. Okumayan, yazmayan, düşünmeyen bir topluluk haline getirilmeye çalışıldığımız bir dönemde gazete çıkarmanın, yayın yapmanın zorluklarını bile bile, bu işe yüreğini, bileğini, beynini ve imkanlarını ortaya koyan insanların emeğiyle geçen bir yıl. |
|
Türk milliyetçiliği tarihinin bir yayınlar mezarlığına döndüğünü hepimiz bilmekteyiz. Bir sayı, iki sayı zaman zaman üç beş sayı çıkıp kapanan yüzlerce dergimizi hatırlamadan geçemeyeceğim
Her türlü sıkıntıyı göğüsleyerek, bu defa başarmalıyız, başaracağız, başaracağız, başaracağız, diye yola çıkan bir grup idealistin bir yılı...
Atatürk’ün, “Yalnız ufku görmek kafi değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir” sözünü düstur edindik. Türk milletinin ve devletinin etrafında oynanan oyunları ortaya koymak, yüce milletimize kurulan tuzakları bozmak, bunları kamuoyuna açıklamakla geçen bir yıl...
Ülkemizde medyanın tekelleştiği, ABD ve AB’den para alan kiralık kalemlerin köşe başlarını tuttuğu bir ortamda mücadelenin zorluğunu hepimiz biliyoruz. Türk milletinin menfaatlerini savunan insanların boğulmaya, seslerinin kısılmaya çalışıldığı, milli düşünen gazetecilerin birer birer holding medyalarından atıldığı bir ortamda, Türk milliyetçiliği bayrağını zirveye taşımak isteyen arkadaşlarla birlikte geçen bir yıl.
Tam bağımsız Türkiye sevdalılarından oluşan kadromuzla, her türlü emperyalizme karşı bir direnç merkezi oluşturduk. Bu inanç ve iman okuyucularımızla daha güçlü bir gönül köprüsü kurmamızı sağladı.
TÜRK İNSANININ SESİ VE NEFESİ
Türk insanının sesi, nefesi olduk. Yurt içi ve yurt dışında hızla yayılan ve temsilcilikler kuran gazetemiz, yalnız ve yalnız sizlerin desteğiyle yaşamaktadır. Bu gazetenin sahibi yazarları ve okuyucularıdır. Bir holding, bir sermaye gurubu veya çıkar çevrelerinin değildir. Bu gazete yalnızca doğru bildiklerini ve inandıklarını yazar. Türk milliyetçiliğini çıkar çatışmaları içine sokmaya çalışanlara, asla müsamaha göstermez. Her zaman Hakkın ve haklının yanındadır. Hiçbir şaibeye karışmamış, genç dinamik bir kadro ile yola çıkan Ufuk Ötesi, siz aziz okurlarından aldığı güçle yoluna devam edecektir. Gazetemizi beğenen, severek okuyan aziz okurlarımız bu gazetenin daha da güçlenmesini, Türkiye’de ciddi bir kamuoyu oluşturmasını istiyorlarsa, Ufuk Ötesi’ne daha güçlü omuz vermelidirler. Bugün dalga dalga yayılan gazetemize her abonemiz en az 3 abone kazandırırsa, tirajımız ve etkimiz üç katına çıkmış olacaktır. Bu çok zor bir olay değildir. Her abonemizin bunu rahatlıkla gerçekleştirebileceğine inancımız tamdır. Baskı fiyatlarının, posta maliyetlerinin ve kağıt fiyatlarının hızla arttığı bir ortamda gazetemizi ancak bu şekilde yaşatabiliriz ve güçlendirebiliriz.
KUVA-YI MİLLİYE RUHU
Türkiye’nin ve Türk Dünyasının etrafında oluşturulan tuzaklar geçmişte nasıl ki Kuva-yı Milliye ruhuyla parçalanmışsa, aynı ruh ve heyecanla bu tuzakları bozmalıyız. Kıbrıs bizim en önemli direnç noktamızıdır. Kuzey Irak’ta bir oldu bittiye izin veremeyiz. Afganistan’da ve dünyanın dört bir köşesinde uygulanan sömürgeci ve işgalci kuvvetlere karşı Türk kamuoyunun uyanık tutulması gerekmektedir. Bu da milli hassasiyeti kuvvetli, ufkun ötesini görebilen yayınları güçlendirmekle mümkündür.
Bugün ülkemizi yönetenler bırakın Ufkun Ötesini görmeyi, ufku bile görememektedirler. Ufuksuz insanların yönettiği bir ülkede, yine işler Türk milletine ve Türk aydınına düşmektedir. Bir dünya devleti olmaya çalışan Türkiye’yi parçalama, bölme planlarını el birliğiyle bozmalıyız. Türk milliyetçiliğinin sesini kısmaya çalışanlar, bu güçlü fikir hareketini aksiyoner bir hareket olmaktan çıkarmaya çalışanlar hüsrana uğrayacaklardır.
Aziz okuyucularımız bir yıldır zorlukları, güçlükleri beraber aştık, sıkıntılara beraber göğüs gerdik. Kol kola, omuz omuza yürüdük, dosta düşmana gücümüzü gösterdik. Daha nice yılları da hep beraber yürümek dileğiyle…
|
