Tutanak

 

Hüseyin Özbek  

Alman Vakıfları casusluk mu yapıyor ?


Ankara DGM savcılarından Nuh Mete Yüksel, geçtiğimiz günlerde bazı Alman vakıflarının ülkemizde yerli işbirlikçilerle birlikte LEGAL CASUSLUK FAALİYETLERİ İÇİNDE OLDUKLARI için iddianame düzenleyerek Kamu Davası açtı.

Ankara DGM savcılarından Nuh Mete Yüksel, geçtiğimiz günlerde bazı Alman vakıflarının ülkemizde yerli işbirlikçilerle birlikte LEGAL CASUSLUK FAALİYETLERİ İÇİNDE OLDUKLARI için iddianame düzenleyerek Kamu Davası açtı.
Almanlar ilk çağlardan itibaren Germen Kabileleri ve Töton Şövalyeleri döneminden 19.yyda Bismark öncülüğünde ulusal birliğini sağlamasından günümüze değişmeyen milli hedefleri “DRANG NAH OSTEN-DOĞUYA DOĞRU” politikasını izledi. Şark sorunu ve doğuya doğru, yayılmacı Alman politikası Almanların Kızıl Elması olarak günümüzde de devam etmektedir.
Alman ulusal hedeflerinin gerçekleştirilmesinde, dünyanın her yöresinde NGO görünümlü (hükümet dışı organizasyonlar) sivil soslu, gerçekte ise Alman derin devletinin dış politikadaki en etkin araçlarından olan Alman Vakıfları önemli bir yer tutmaktadır. Alman siyasal sistemine dahil tüm partilerin sivil görünümlü uzantıları olan Alman Vakıfları, Almanya’nın dünya çapındaki hakimiyet mücadelesinin vazgeçilmez araçları olarak çok önemli bir işleve sahiptirler.

Başlıca Alman siyasi partileri ve uzantıları olan vakıflar şunlardır:

Hristiyan Demokrat Parti (CDU) KONRAD ADENAUER VAKFI
Sosyal Demokrat Parti (SDP) FREIDRICH EBERT VAKFI
Birlik 90 Yeşiller Partisi HEINRICH BOLL VAKFI
Hür Demokrat Parti FRIEDRICH NAUMANN VAKFI

Değerli araştırmacı Dr. Necip Hablemitoğlu’nun Otopsi Yayınlarından çıkan ALMAN VAKIFLARI VE BERGAMA DOSYASI kitabında “Türkiye’de faaliyet gösteren Alman vakıfları ve enstitüleri, gerçekte Alman İstihbarat servisi BND’nin kontrolünde çalışan,tüm masrafları Federal Bütçeden karşılanan taşeron NGO’lardır.” sözleri üzerinde durulmalı ve düşünülmelidir. Yine aynı araştırmaya göre Alman Doğu Enstitüsü için şu değerlendirmede bulunulmaktadır:
“Türkiye’deki Alman kökenli etnik bölücülüğün en önemli lojistik merkezlerinden biri olarak kabul edilen ORIENT (DOĞU) ENSTİTÜSÜ 1961 de Beyrut ta kurulmuştur. Enstitünün tüm masrafları Federal Hükümet (Eğitim ve Araştırma Bakanlığı) tarafından finanse edilmektedir. Almanya’nın Türkiye dahil Ortadoğu’da gözü-kulağı olan ve BND’nin kadrolu elemanlarına “Bilimadamı” kamuflajı sağlayan; 1987 de Lübnan’daki iç savaş nedeniyle tüm ajan kadrosunu İstanbul’a nakleden enstitü, 1994’ten itibaren tekrar Beyrut'a taşınmıştır. Alman Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Ebenhausen Bilim ve Politika vakfının yanısıra, Volkswagen Vakfı, Fritz-Thyssen Vakfı gibi BND ile koordineli ilgili Alman vakıfları, söz konusu enstitüye ek kaynak oluşturmaktadırlar. Türkiye’de Cumhuriyet karşıtı tüm bölücü unsurların 'entellektüel' düzeydeki yazar, sanatçı ve gazetecileri, enstitünün İstanbul şubesi tarafından desteklenmekte,sevk ve idare edilmektedir.”
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulan vakıflar siyasi faaliyet gösteremezler ve siyasal partilerin uzantısı olan bir statü içinde olamazlar. Anlaşılan iş Alman vakıflarına gelince, üstelik izinsiz olarak yasa dışı bir biçimde ülkemizde özgürce(!) faaliyette bulunmalarına hiçbir engel söz konusu değil...
Dostumuz Almanya’nın(!) ülkemizde cirit atan,etnik ve mezhepsel haritamızı çıkaran Alman vakıflarının Yücel Sayman yönetimi dönemindeki İstanbul Barosuyla ortaklaşa gerçekleştirdikleri bir kaç faaliyete göz atmak yeterli bir fikir verecektir:

A)Türkiye ve AB Ulusal Egemenlik Haklarının Devri-KONRAD ADENAUER VAKFI 29 Ekim 2000(tarihe dikkat...)Armada Oteli İstanbul

B)AZINLIK HAKLARI (İngiliz konsolosluğunun katkılarıyla)HEINRICH BOLL VAKFI 24-25 Haziran 2000 Dorint plaza oteli İstanbul

C)TÜRKİYENİN AVRUPA BİRLİĞİNE TAM ÜYELİK SÜRECİNDE KIBRIS KONUSU-KONRAD ADENAUER VAKFI 30 Haziran 2001 Mercure Oteli Tepebaşı İstanbul.

Etkinliklerin ortak paydası, ulus devletin, bağımsızlık ve ulusal konulardaki duyarlılığın, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyetin kazanımlarının tartışılır hale getirilmesi ve süreç içinde aşındırılmasıdır. Etkinlikleri Alman vakıflarının finansal desteği ile düzenleyen İstanbul Barosu’nun o dönemdeki başkanı Yücel Sayman, Ankara DGM de açılan Alman Vakıfları ve işbirlikçileri aleyhindeki davanın sanıklarındandır. İnsan her nedense mütareke
İstanbulu’nun İngiliz Muhipleri Cemiyetini ve cemiyetin hain üyelerini hatırlamadan edemiyor.





www.ufukotesi.com - 11 / 2002  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.