Ancak: Mevcut üretim korunamamış ve nüfus artışına paralel verimlilik arttırılamamıştır. Türkiye'de tarımsal yapı düzenlenemediği gibi kalıcı ve etkin politikalar uygulanamamıştır. Ülkemizdeki tarım için var olan potansiyelden istenilen fayda sağlanamamıştır.
Günümüzde ürün rekoltelerinin eksik çıkması neticesinde pek çok tarım ürünü ithal ediliyor. Ülkemiz 2010 yılına kadar et, pamuk, soya, ay çekirdeği, mısır, buğday, şeker; pirinç ve yeşil mercimekte net ithalatçı konumuna gelecektir.
Dar ve sabit gelirlinin temel gıdası haline gelen buğday da 2003 yılından itibaren artan tonajlarda ithalat yapılacaktır.
Türkiye buğday üretiminde dünya ortalamasının altında yer almaktadır. Dünya ortalamasında 290 kg. buğday elde edilirken bu oran ülkemizde 200 kilogramın altına düşmüştür.
Son on yıldır nüfus artışına rağmen buğday üretiminde özellikle kaliteli buğday üretiminde kaliteli tohum kullanılmadığından süre, kımıl zararı ve hastalıklarla yeterli mücadele yapılmadığından üretim tüketimi karşılayamaz hale gelmiştir.
Şeker pancarı üreticisi maliyetine, zaman zaman zararına ürürünü sattığı için ekim yapmadı. Yıllık açık 100 bin tonun üzerine çıkarak Brezilya, Fransa’dan ithalat yapıldı. 2010 senesine gelindiğinde şeker açığı 500 bin tona ulaşacaktır.
Yıllardır başta Trakya bölgesi olmak üzere verimli topraklar konut ve başka amaçlarla kullanıldığı için üretim yeterli düzeyde artmadığından halen 700 bin ton seviyesinde ayçiçeği ithalatı gerçekleşmektedir. 2010'da ayçiçeği ithalatı 900 bin tonu bulacaktır.
Soya ve soya küspesinde 2010 yılında gelindiğinde 1 milyon ton ithalat yapacaktır.
1980 yılından sonra pirinç ithalatı kronikleşti. Türkiye hiçbir zaman tüketimin yarısını dahi üretemedi. Günümüzde üretim ancak tüketimin üçte biri kadar.
Pirinçte nüfus artışının dışında kişi başına tüketimde artma yaşanmaktadır. Bu nedenle 2010 yılına gelindiğinde bugünkü tüketim rakamı olan 600 bin ton, 1 milyon tonu bulacak dolayısıyla bugün yapılan ithalat mevcut üretimde gerileme olmaz ise 750 bin tona ulaşacak.
15 yıl öncesi T.M.O.'daki yeşil mercimeğin tüketilmesi için radyo ve televizyon kanallarında yeşil mercimek tarifleri verilmişti.
Cezayir başta olmak üzere pek çok ülkeye ihracatı yapılan yeşil mercimek, Türkiye'de ancak 3 aylık tüketime cevap verebilmektedir. 8 ayın ihtiyacının tohumunu bizden alan Kanada'dan karşılıyoruz. 2010 yılına gelmeden net ithalatçı konumuna gelinecek.
İç borç döviz karşılığı 86.9 dış borç 117.5 milyar dolar. IMF ve Dünya Bankasına 1 milyar dolar için el açıyoruz
Faiz tuzağında ve borç batağındayız.
Nüfusun büyük kısmı tarım sektöründen geçimini sağlayan Türkiye tarım ülkesi olma özelliğini kaybetmektedir. Üretimini yaparak kendi kendini doyuramayan ithalatı ihracatının iki katı olan ülkemiz doyabilmek için milyar dolarlar ödeyecek.
1010 yılında kırmızı ete 1 milyar dolar ödeme yapacak. Tarım ve hayvancılık bir bütündür. Ama her iki konuda çözüm arayışına gidilmemiş ve gidilmemektedir.
Türkiye'nin bir çok üründe net ithalatçı olmaya devam edeceği görülmektedir.
ABD Pirinç Federasyonu'nun mayıs 2002 de bakliyat kooperatif yetkililerinin haziran 2002 de ziyaretlerinde başta pirinç olmak üzere yeşil, kırmızı mercimek ve nohut satışını yapmak istemeleri bir gerçeği de beraberinde getirmektedir. 2 yıl öncesinde Türkiye'den almış oldukları nohut tohumu ilk defa eken ABD 110 bin ton nohut üretimi gerçekleştirmiştir.
Tahıl ürünleri temel gıda maddelerinin temelini teşkil eder. Tüm dünya ülkelerinin amacı üretimin yükseltilmesi yönünde özellikle Avrupa ve Amerika pirim sistemi ile üreticisini destekliyor.
Gümrük Birliği ile Avrupa, IMF ABD “Türkiye tarımsal destekleri kaldırın” politikası ile dayatmalarına devam ediyorlar. Bu nedenle Türkiye'de tarımdaki çöküş hızlanmıştır.
Türkiye gıda ithalatını özellikle tarım ürünlerinin tamamına yakınını ise bu ülkelerden
|