Net P@no

 

Baki Günay  

Zorunlu misafir


Uzakta değil yakında. Herkes nedense virüs tehlikesini uzak bir tehlike olarak görür. Fakat hiç de böyle olmadığını çok yakında yaşayarak görebilirsiniz. Belki de şu anda bilgisayarınızda sinsi bir virüs faaliyete geçeceği günü bekliyor olabilir. Bu virüsün yapabileceklerini asla küçümsemeyin! Yapılan istatistikler gösteriyor ki şu anda ortalığa dehşet saçan virüslerin % 80'i macro virüsleri. Yani Microsoft Word ve Excel dosyalarının içinde saklanarak “sinsice” açılmayı bekleyen virüsler. Yaygın olmaları ise kullanıcıların hiç sakınca görmeden dosya alışverişinde bulunması.

Bilgisayar kullanıcılarını her an tehdit eden virüs tehlikesi her kullanıcının başına gelmesi muhtemel bir olay durumundadır. Bu tehlikeyi yabana atmayıp gereğini yerine getirmeyen her kullancıyı bir çok tehlikeler beklemektedir. Bilgisayarınız durup dururken anlamsız kilitlenmeler ve mesajlar vermeye başlıyorsa, bilin ki başınız belaya girmiş demektir.

ZORUNLU MİSAFİR

Virüs diye tabir edilen bu programlar var olan işimizi alt üst edip baltalayabilir. Virüs, bilgisayarımızda var olan programların yanında bizim dışımızda gelişerek kendine bir yer bulan küçük program parçaçıklarıdır.İlk defa Fred Cohen tarafından 1984 yılında kullanılmış bir terimdir. Bilgisayar virüsü başka programa yapışan küçük bir programdır, kendisini kopyalayarak diğer yazılımlara saldırıyor, sisteminizi felç ediyor. Şu an için binlerce farklı yazılımdaki virüsler internet ortamında "cirit atıyor." Tesbit edilebilen her virüse karşı bir anti-virüs programı hemen ortaya çıkıyor. İnsan ister istemez düşünmeden edemiyor. Virüsten sonra nasıl anti-virüs programları çıkıyor ve milyonlarca dolarlık bir anti-virüs program pazarı oluşuyor. Tabii bu bir teori, fakat teori olmayan bir gerçek var ise kötü niyetli kişilerin bu amansız canavarları programlayıp sanal ortama salması.




YERİM SENİ BİLGİSAYAR

Bir televizyon reklamının birinin sloganı olan bu sözcük virüslerin hayat felsefeleri adeta. Bilgisayarlarımızı kurda kuşa yedirmememiz için işte bilmemiz gerekenler.
Virüsler ile er ya da geç bulaşma ihtimali taşıyan PC’lerimiz bir takım belirtiler ile kendilerinde virüs bulunduğunu söyleyebilir. Bakın nasıl? Bellekte çalışan bir programı yüklemediğiniz halde bellek alanınız azalıyor. Bilgisayarınızın hızı gittikçe yavaşlamaya başlıyor. İşletim sisteminiz olmadık yerlerde karşınıza mesajlar çıkarıyor. “Acep bu ne ola?” derken, bilgisayarımızda var olan dosyalarımız birden artmaya başlıyor. Klavyenin tuşları ya hiç çalışmaz ya da başka karakterler basmaya, dosyalar silinmeye başlıyor ve son aşama olarak sisteminiz kilitleniyor. “Bingo,” evet artık siz bir virüsün esiri olmuş bir durumdasınız.
Ama merak etmeyin, çaresi var. Bunun için panik göstermeniz gereksiz. Artık olan olmuş, bilgisayarımız virüsler tarafından tamamıyla sarılmıştır. Sakın bir virüsü hemen temizlemeyi ve silmeyi düşünmeyin. Öncelikle temiz bir açılış disketi ile bilgisayarınızı açın. Açarken açılış disketini yazma-korumalı yapmayı unutmayın. Sistemi disket sürücüsünden açıldığına emin olun. Var olan dosyalarınızı yedeğe alın. Artık hangi anti-virüs programı varsa bilgisayarımızı anti-virüs programı ile tarayın. Bilgilerinizi yedekledikten sonra sabit diskinizi formatlayın.

NASIL KORUNMALI?

Geçen yıllardaki virüs salgınlarının hangi ülkeleri etkilediğini bilmem hiç fark ettiniz mi? Hangi ülkelerin bu tehlikeden en fazla canı yanmıştı? İsterseniz şöyle bir hatırlayalım. Singapur, Çin, Güney Afrika, Pakistan, Hindistan ve Türkiye. Hem kalkınmış, hem de üçüncü dünya ülkeleri bunları yapıyor. Peki diğer batı ülkeleri bunların içinde var mıydı? Yoktu tabii ki, çünkü Batı ülkelerinde korsan yazılımla müthiş bir savaş var. Peki, “bu ülkelerde niçin bu kadar korsan yazılım yaygın?” diye baktığımızda ilginç tesbitler elde ediyoruz.
Bir kere yazılımlar pahalı olduğu için mi bu ülkeler yazılım almıyorlar. Hayır sadece yazılıma bütçe ayırmayı fuzuli gördükleri için daha da zarar ediyorlar. Kimse bir yazılıma alternatifi 5 milyon vermek varken 500 dolar vermeyi göze almadığı için virüsler gittikçe yaygınlaşıyor. Tek kurtuluş format atmak.Tabii burada yedek almanın önemi de ortaya çıkıyor. Eğer sisteminiz temiz iken yedek aldıysanız işiniz daha kolay. Virüslü dosyaları silerek yerlerine yedeklerini koymak en akılcı çözüm. Internet, ftp, haber gurupları, chat odaları, ICQ ve e-posta ile edindiğiniz dosya ya da programları mutlaka virüs taramasından geçirin. Bilmediğiniz kaynaklardan gelen dosya ya da programlara karşı temkinli olun. Virüslü bir .exe dosyası ya başka bir arkadaşınızdan veya dışardan bir disketle, CD veya internetten çektiğiniz veya e-postanız size gönderilen bir .exe dosyası varsa ve bu .exe dosyasını çalıştırırsanız size bulaşır. Bunların dışında başka bir şekilde bulaşmaz.

Geliyorum diyen tehlike

Üreticiler dışında gelen her disket potansiyel bir virüs taşıyıcısıdır. Arkadaşlardan alınacak program disketleri, internetten çektiğiniz programlar, virüs riski taşımaktadır. Demo disketleri ve bedava programlar risk değeri yüksek programlardır. Elimize geçen programlar gerçekten yüklenmeye değer mi? “Virüs tehlikesi göze alınabilir mi?” diye lütfen bir kez daha düşünün. Kendi elleriniz ile dönülmez bir uçuruma gitmeyin.

KUTU

Korunma Yöntemleri

1. Artık kopya program kullanmayın
2. Netten aldığınız her dosyayı çalıştırmadan mutlaka kontrol edin
3. Her zaman en güncel virüs tarama programlarını kullanın
4. Size verdiğimiz linklerden 30 günlük deneme proğramlarıda çekmeyi unutmayın.

Antivirüs linkleri

http://www.av.ibm.com/
http://www.mcafee.com/
http://www.avp.com/
http://www.symantec.com/
http://www.antivirus.com/
http://www.datafellows.com/
http://www.thunderbyte.com/
http://www.drsolomon.com
http://www.ontrack.com/



www.ufukotesi.com - 07 / 2002  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.